24 Eylül 2015 Perşembe

Bayramlık Elbise.



Yıllar önceydi, yine bir bayram günüydü. Balkan devletlerinde yaşayan azınlık Türk'lerindendim. Elbiselerimizi annem dikerdi, kor ütüyle ütülenir, bayrama hazır edilirdi. Ayakkabılarımız başucumuzda durur, sabahın olmasını dört gözle beklerdik. Ailemizle bayramlaştıktan sonra koşa koşa köy meydanına giderdik. Ben de kırmızı beyaz puantiyeli elbisemi giymiş, köy meydanına çıkmıştım. Köy çocukları olarak orada toplanır, davulcunun gelmesini beklerdik. Davulcu güzel manileriyle davulunu çalar, bizler de arkasında bütün köyü dolaşırdık. Para veren pek olmazdı, torbalar elimizde şeker toplardık. Çok neşeli geçiyordu günümüz. 

Köyü dolaşıp bitirmiştik, elimdeki şeker torbamla tam eve dönüyordum. Yunanlar ile beraber yaşadığımız için bazen bizi rahatsız edecek biri çıkardı. O gün de Yunan bir çocuk benim önüme çıkmış ve şeker torbamı almak istemişti. Ben vermek istemeyince içi çamurlu su dolu poşeti bana fırlatmıştı. Benim bayramlık elbisem çamur olmuştu.Ağlaya ağlaya eve gitmiştim.
O da çocuktu ben de çocuktum. Şimdi düşünüyorum da, Yunan çocuk o yaramazlığı azınlık olduğumuz için mi, yoksa çocuk olduğu için mi yapmıştı? 

Ama biz her zaman mücadele etmeyi seviyorduk. Her zaman dostluktan yanaydık.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder